20080219

2000 Yılına Mektup

2000 yılında teslim edilmek üzere 22.10.1987 tarihinde yazılan mektup

Sevgili Çocuğum, Can Mehmet'im

22.X.1987 Günü, akvaryumun yanına oturmuş sana yazıyorum. Sana anlatmak istiyorum. Seni çok sevdiğimi. Ama bunu senin en çok ihtiyacın olduğu anlarda gösteremedim. Biliyor musun Mehmet seni çok istedim. Oluşunu doğmanı, "Mehmet" olmanı çok istedim. Adına bir saygınlık kazandıracağını, büyük bir adam olacağını düşledim hep. Daha karnımdayken "Mehmet" diye sevdim seni. Hacıbektaş'a gidip daha sen karnımdayken bile dilek diledim. Bir öncü olmanı, bir birleştirici, bir sanatçı olabilmeni istedim.

Sevgili oğlum, senden hep istedim ve bekledim. Neler verebildim sana. Bunu ancak sen bilebilirsin. Sana anne olmaya bile hazır değildim oysa. Ama evlenir evlenmez bir çocuk doğurmak gerektiğini sanıyordum. Seni dünyaya getirdim. Dünyaya hoşgeldin sevgili bebeğim. Dünya güzel, yaşamak güzel ve anlamlı. Ben öyle buluyorum en azından.

Sana yıllar öncesinden sesleniyorum. "Merhaba" Bu gün 22 Ekim 1987. Önümüzdeki günlerde onbeş yaşını bitireceksin. Seni görmeye geleceğim. Doğum gününde yanında olmak istiyorum. Senin annen olduğum kadar arkadaşın olmak istiyorum. Bunu nasıl yaparım bilmiyorum.

Artık evimize her gelişinde bir konuk olacaksın. Oysa konuk olacak yaşta değilsin. Yine tartışacak mıyız, yine kavgalarımız olacak mı. Hiç de istemiyorum oysa.

Sana bu mektubum yıllar öncesinden seslenecek. Sana yazıyorum, karşımda sevdiğin guruplar, sanatçılar. Bir kaçının adını yazayım - Dev bir "Rambo" posteri, Mandy Smith, George Michael, "Pepsi-Shirley", Modern Talking, Stephanie, Madonna, vb.

Ben bu günlerde "Kadının Adı Yok" adlı kitabı okudum. 26. baskısını yaptı ve bugünlerin en çok satan kitabı. 2000 lira.

Gazetedeki başlıklar ise şöyle:ABD'de İran terörü korkusu - ABD heyeti bugün Ankara'ya geliyor. Askeri borçlar masada - SHP'de önseçim üyelerle olacak - Toto, milyar sınırını aştı

-Sinemalarda, Madonna, Şangay Bonita - 40 Metrekare Almanya - Çark oynuyor. Ekmek 100 lira. 123 bin lira maaşım Cumhuriyet altını 111.500 lira.

Mehmet, sevgili oğlum, bir sesleneyim dedim. Ankara'da sonbahar. Sarı, yeşil, kırmızı, kahverengi yapraklar. Havalar soğuyor. Sobalar kuruluyor, kaloriferler yandı. Hayat çok pahalı. Sana bana ait olan duyguları iletmek istedim. Bir kucaklamak, öpmek istedim. İdil, Ekin'le oynamaya sokağa indi. İlter arkadaşı Murat'a oturmaya gitti. Baban Hasköy'e gitti. Pınar'a bakar mı diye teyzene soracak. Burak bu yıl okula başladı. Anneannen bakıyor Burak'a. Deden ambarda çalışıyor. Akşamları içiyor.

Ben sana yazıyorum. Düşüncelerimi toparlayamıyorum. Bunlar mıydı söylemek istediklerim. Bugünlerin en gözde sözü "çağ atlamak"

Sevgili yavrum, seni kucaklar öperim. Atatürk ilkelerine bağlı, devrimlerini yaşatan kendine ve yurduna yararlı -aydın- bir insan olmanı isterim. Güzel yurdum, sevgili yurdum, senin kuşağınla aydınlık günlere, güzel günlere, barışa...

2000 yılına hoşgeldin genç adam. Daha nice yıllara sağlık, esenlik dileklerimle.


Annen



Mektuba iliştirilmiş gazete parçasında yazanlar:

CUMHURİYET KİTAP KULÜBÜ'NDEN HABERLER
AYIN EN ÇOK SATAN KİTAPLARI / DENEME-İNCELEME
23.9.1987-20.10.1987
Sıra: Kod:Kitabın Adı/Yazarı: Fiyatı:
_______________________________________________________________________
1 011.031 Kadının Adı Yok/Duygu Asena 2000.-
2 038.035 Artık Demokrasi İsteyin/Erbil Tuşalp 1980.-
3 027.034 Düşünüyorum Öyleyse Vurun/İlhan Selçuk 1300.-
4 272.011 Oblomovluk Nedir?/N.A.Dobrolyubov/ 2625.-
5 200.015 Kılçıklı Balıklar/Mustafa Ekmekçi 1575.-
6 027.066 İnsan Sıcağı/Dr Erdal Atabek 1000.-
7 021.289 Dünya Değişirken/Zülfü Livaneli 2000.-
8 126.067 Nazım Hikmet'in Gerçek Yaşamı-2/Kemal Sülker 2100.-
9 200.014 Emperyalizm, CIA ve Türkiye Halid Özkul 1575.-
10 011.039 Kafadan Doğumlar/Günter Grass 1400.-

20080218

Necmilerin Recep

— Necmi Beylerin Recep var ya, uzun boylu. Hani imam habipe gittiydi yatılı da, yapamayıp bıraktıydı geçen yıl. O işte. Toptancıdan ucuza aldığı eşarpları köylüye, "Yeni tarz türban, çene altından bağlanıyor, Avrupa’da moda" diye misli fiyata satıyormuş. İyi de kazanmış bu işten. Ama gel zaman git zaman işin aslı ortaya çıkınca köylü üstüne yürümüş. Bir kısım parasını geri istemiş. Recep de bu işten büyük karlar edeceğim diye düşünüp kazandıklarını çoktan başka işlere yatırmasın mı? Ahalinin parasını geri verse veremiyor; yeni parti mal gelmiş satmaya devam etse kimse almıyor.

— Canım ya... Toyluğundan, başka ne olacak! Asıl babası sahip çıkacaktı buna zamanında, "Git okuluna" diyecekti, izin vermeyecekti. Sıkılmıştır şimdi tabii çocukcağız...

— Dedi kız, Necmi Bey çok düştü bunun peşine. Yaşlı başlı adamı da rezil etti. Sıkılmayıp ne yapsın şimdi, işler batmış artık... Geçenlerde Huri Hanım'ın kocası Ertuğrul Bey sıkıştırmış bunu bir köşede. Bu Ertuğrul da aslında onun babasının arkadaşı, Recep işe başlarken sermaye olsun diye koltuk çıkmış. Ama şimdi sinirlenmiş tabii, bizimki onu dahi kızdırmış. Zamanında bu Ertuğrul Necmi Bey'le arasını bozduydu Recep için. Neyse, kulağını çekivermiş Ertuğrul. "Sen," demiş, "yol yakınken ne yap ne et. Bul buluştur, ver şu el alemin paralarını. Türbanları da geri al, zamanla gerçekten ihtiyacı olanlara satarsın. Bir süre de öyle büyük karlar peşine de düşme. Şimdilik işini kurtar en azından." demiş.

— Deme kız! E, ona ne ki?

— Ona ne olur mu? Adam söylememiş; ama tabii işler batınca onun yatırımı da batacak. Az-çok önemli değil, adam yolda bulduğunu vermedi ya buna sermaye diye. Gerçi, onda da akılsızlık var. Sen sormadan soruşturmadan toy çocuğa yatır sermayeyi bu çocukta iş var diye, maceraya gir; sonra da ne adım batsın, ne param diye uğraş. Recep cin ama adamın sermayesinin peşine düştüğünü anlayınca, "Sen de," demiş, "çıplak artiz kartpostalları satıyorsun, ben zabıtaya söylüyor muyum?"

— Eee, sonra ne olmuş?

— Ne olsun canım, sen de bir hoşsun valla. Herkes öğrendi işte. İkisi de rezil oldu...