
Adıyaman'da yerel Fırat gazetesi sahibi Hacı Boğatekin yazdığı bir yazı nedeniyle gözaltına alındı. Savcının gazeteciye attığı fırça ise çok ilginç.
Adıyaman'ın Gerger ilçesi Cumhuriyet Savcısı Sadullah Ovacıklı'nın, Fethullah Gülen'in cemaatine de değinen bir yazısı nedeniyle Gerger Fırat Gazetesi sahibi Hacı Boğatekin'e, "Sen milyonların saygı duyduğu Fethullah Gülen'e Feto diyemezsin. İkinci sayında özür dile, yoksa seni fena yaparım" dediği ileri sürüldü.
Gazetenin 4 Ocak 2008 tarihli sayısında yayımlanan "Feto ile Apo" başlıklı başyazı nedeniyle dört gün sonra Gerger Cumhuriyet Başsavcılığı'nca göz altına alınan gazeteci, savcı Ovacıklı'nın tutuklama talebine rağmen gönderildiği Gerger Sulh Ceza Mahkemesi'nce tutuksuz yargılanmasına karar verilerek serbest bırakıldı. Hacı Boğatekin'in dosyası Adıyaman Savcılığı'na gönderildi.
http://www.medyafaresi.com/?hid=10315&cid=3
Okulda “Abdülrezzak” isimli bir arkadaşımız vardı. Adını hiç sevmezdi, gidip mahkemeye başvurdu. Mahkeme bitip de okula döndüğünde adeta sevinçten uçuyordu. Hiç sevmediği adından kurtulduğunu duyurdu bize ve bundan sonra sadece yeni adını kullanmamızı istedi. Ağzından eski ismi kaçıranlara bozuk attı uzun süre.
İnsanlara onların hoşlanmadığı isimleri takmanın, onlara gerçek isminden farklı isimlerle hitap etmek doğru bir davranış olmasa da böyle bir durumu ortaya çıkartan iki taraf vardır. Birincisi takma isim bulanın baktığı pencere, ikincisi isim takılanın baktığı pencere.
“Feto” sözcüğü bir sözcük olarak “Fethullah” sözcüğünün ifade edemediği bir şeyi ifade ediyor mu? “Feto” bir sözcük olarak “Fethullah” ismindeki kişiye yakıştırılan sıfatlardan soyutlanmış halinden fazlası mı? Zaten asıl da sorun da, “Feto” ile “Fethullah” arasındaki seçimden kaynaklanmıyor sanki...
Seyredenler bilir, Geleceğe Dönüş serisinin ilk filmininde bir sahne vardır. “Film”, Griff isimli irikıyım karakterin kahramanımız Marty’ye “tavuk” demesiyle kopar. Aslında, Marty’nin filmi koparmasının asıl sebebi kendisine “tavuk” denmesi değildir; tavukluğunun yüzüne vurulmasıdır. Bilen bilir, Marty korkak bir adamdır ve film de aslında bunun üzerinden gelişir. Marty sürekli meydan okur.Ama en çok meydan okuduğu kendi tavukluğudur...
Fethullah Gülen’e takılan isim güzel olmayabilir. Beğenen olur, beğenmeyen olur.Asıl soru, kim, neye, neden meydan okuyor? Elimizde bir tek Feto sözcüğü mü var? Hiç sanmam... “Fethullah” ve “Feto” sözcükleri arasında farkı birileri özetlemiş:
- Hocaefendi Hazretlerine Feto diyemezsin...
Yani asıl olay “hocaefendi hazretleri” kısmında kopuyor. Fethullah’ı feto yapınca, ne hocaefendilik kalıyor; ne de hazretlik... Öfkenin asıl sebebi ismin kısalmasından çok, sıfatlarının uçması olabilir mi?Çocukken ben de adımı beğenmeyip değiştirmek istemiştim. Annem, “ismin sana anlam vermesin, sen ismine anlam ver” demişti...
Bir isim kendi başına anlam üretemiyorsa, ona sıfatlar ekleyebiliriz. Kendi başına anlamı yakalayamayanlar o sıfatlara tutunurlar. Hem “hazır” verilmiş anlamlar varken, anlamı yeniden üretmeye ne gerek var? Sesinizin olduğundan çok çıkmasını mı istiyorsunuz? Bu durumda, adınız söylediklerinizi anlatmaya yetmiyor olabilir. Bu aslında sizin söylemlerinizin içini dolduramamanızdan olsa da, önemli değil. Söylemlerinizin altını dolduramıyorsanız da işiniz hallolur. Adının arkasına önüne sıfatlar, ünvanlar yığın. Göreceksiniz ki, adı değişenin sözlerinin ağırlığı da değişiyor. Hafif düşüncelerinin altına ünvan bağlayanların söyledikleri bazı insanlar için ağırlaşır çünkü... Dersinize iyi çalışırsanız, adınız öyle bir hale gelebilir ki, sizin adınızı, ünvanınızı sizin adınıza başkaları takip eder.
Bunlar dışında “Fethulah” ile “Feto” arasında algılayandan kaynaklanan bir fark vardır, başka da bir fark yoktur...
Bizim arkadaş da mahkemeye gitmişti nihayetinde...“Abdülrezzak” olan ismini mahkeme kararıyla “Rızkı” olarak değiştirmişti!

